31 Mart 2010 Çarşamba

BAŞLAMAK

Bu gün blokumda; sevgili dostum Serdar YAKAR 'ın sabah saatlerinde bana gönderdiği e mail mesajını yayımlamayı tercih ettim. bununla birlikte yazını başlığını oluşturmak ve ufak tefek ayarlamalar yaparak  küçük bir katkı sağlamayı da ihmal etmedim. Okumanızı tavsiye ederim.


BAŞLAMAK
Merhabalar İsmail Kardeş;

Yerimiz gönüller, yurdumuz umutlar;
Varlığımız sağlığımız, varsıllığımız yapıtlar;
Yokluğumuz düşler; yoksunluğumuz düşüncesizlikler;
Eylemimiz sevgi, eğleşmemiz yenilenme;
Yolumuz ışıklanma, yolağımız aydınlık;
Yoldaşımız barış, yol başımız bağımsızlık;
Yakınımız ölüm; yaklaştığımız boşluk;
Çabamız gelişim, çabalamamız gençleşme;
Beklentimiz esenlik, beklendiğimiz esneklik;
Başarımız güven, baş tacımız ölçülülük;
Kaptanımız Kutup Yıldızı, Gemimiz Uzay;
Yolcumuz Yaşam; Yolculuğumuz Sonsuzluk ....



Düşen uçaktan paraşütle bir ağacın dalına takılarak kurtulan yolcu aşağıdaki avcıya sorar.

Neredeyim?

Yanıt;
Yerden 25 metre yüksekte, sallanan bir ağaç dalında, bir av çukurunun üzerinde, düşmek üzeresin.

Yolcu;
Aşağıda işin ne?

Yanıt;
Av çukuruna düşen avları yakalamak, postlarını satmak, ancak senden post çıkmaz.

Yolcu;
Bana önerin ne?

Yanıt;
Gecikmeksizin güçlü bir yel çıkarsa, av çukurunun dışına düşme olasılığın artacak, istersen bulunduğun paraşütü hızlı salla, dışarı düşme olasılığın bulunuyor. Ancak, her durumda bir yerlerin
 zedelenecek.

Yolcu;
Yıkım sözcüsü müsün?

Yanıt;
Düşen uçaktan ağaca takılan sensin. Şu ana değin yaşadığına göre, iyimser olman gerekmiyor mu?

Yolcu;
Daha yere düşemedim.

Yanıt;
Av çukuruna düşmedikçe, yitirmiş olduğun bir nesne yok. Ancak; güçlü yelin gelmesini beklemek yerine, kendi yelini kendin oluşturmalısın. Belki, yere düştüğünde bir yerlerin örselenecek, ancak can tende oldukça umut vardır.

Yolcu;
Yardım etmeyecek misin?

Yanıt;
Sesin güçlü geliyor. Gözlerin keskin. Yalnızca kararsız görünüyorsun. Kendine yön ver. Yönün başlangıcın olacaktır. Sağlıklı bir bedenin en önemli yardımcısı, bilinçli eylemleridir. Bana gereksinmen yok gibi görünüyor. Yere düştüğünde, yeniden görüşelim, durumu gözden geçirelim, durumu iyileştirmek için çözüm üretelim. Ancak, sallanan bir ağaç dalındaki paraşütle yerden 25 metre yukarıdaki kişiye, bir tuzakçının yapabileceği en iyi yardım, tuzak bölgesinin dışına çıkması için bilgi vermektir.

Yolcu;
Paraşüt kopuyor.

Yanıt;
Hızla sallanarak olabildiğince uzağa düş. Başını yerden yüksek tutmaya çalış. Ona sürekli gerek duyacaksın.

Yolcu, hızla kendini ileri geri sallarken yere dallara çarparak düşer.

Yanına gelen avcı,
"yürüyebilecek misin?"

Yolcu bir süre sessiz bakar uzandığı yerden, yavaş yavaş yerinden kıpırdamaya başladığında, avcı su uzatır, su;
Yaşam demektir.
Yeniden başlangıç demektir.

Ancak, gidilecek yol uzundur.
Bu nedenle, güç toplamak için yavaş devinirler.
Devindikçe, yolcuyu kendisini daha güçlü duyumsamaya başlar.
Yolculuk sürüyordur.
Yolun nerede biteceği o kadar da önemli değildir.
Önemli olan, yeniden başlamak için gücü toplamaktır.

Günümüz, kendi kendimize depoladığımız enerjimizle, yolu sürdürmek için kararlılığımız denli anlam taşıyacaktır.
Yaşamda her birimiz bir yandan avcı iken, diğer yandan av konumundayız. Çatışmaları bilinçle yürütebildiğimiz, ölçülü tepkiler verebildiğimiz, kendimizi kendi oluşturduğumuz yolda yönlendirebildiğimiz ölçüde başarabileceğiz.

Sahi, başarı ne???



Geçmiş Zaman Yolcusu


31.03.2010  12:08